Selçuklu Devleti Nasıl Yıkıldı? (Özet Bilgi)

Uzun yıllar boyunca Selçuklu devletinin sınırlarını genişletmek için at sırtında seferlere katılan ve Türk dünyasının en büyük coğrafyasına sahip bir ülke haline getiren Melikşah’ın ölümünden sonra Selçuklu devletini başına gelen oğlu Berkyaruk, saltanata sahip çıkamamıştır. Selçuklu devletinin yıkılması en üst makamdan başlamıştır. Berkyaruk tahta geçtikten sonra varisler bunu kabul etmedi ve tek tek ayaklanarak Selçuklu devletinin zayıflayarak bölünmesine kadar gidecek olan yolu açtılar.

Selçuklu devletinin varisleri tek tek ayaklandıktan sonra olanlar oldu ve devlet zayıflayarak bölündü. İlk olarak ayaklananlardan biri Melikşah’ın kardeşi Tutuş oldu. Tutuş, kendi yeğeninin hakimiyetini kabul etmedi. Berkyaruk ta bu başkaldırışa karşı durarak savaştılar. Bu savaşın galibi olan Berkyaruk, kendi amcası Tutuş’u öldürdü. Bu şekilde amcasından gelen tehdidin önüne geçti. Fakat Selçuklu devletinin büyük ve geniş topraklarında başlayan isyan ateşini söndürmek çok zordu. Sultan Melikşah’ın ölümünden sonra bütün bir coğrafyada isyanlar başlamıştı ve daha büyük sonuçlara sebep olacaktı.

Arap bölgesinde en stratejik bölgelerden birisi olan Mısır’da yaşayan Fatımiler, Batınilik adında sapkın bir inanış içerisindeydiler. Büyük bir isyana kalkan Fatımiler’in bu hareketlerinin en önemli liderlerinden bir tanesi Hasan Sabbah’tı. Farklı bitkiler den elde ettiği karışımlar ile elde ettiği uyuşturucuları etrafındakilere vererek insanların doğa üstü halisünasyonlar görmesini sağlıyor ve onları kendine bağlıyordu. Hasan Sabbah, bu uyuşturucu maddeler ile kendine bağladığı kişilere rahatça ölümle sonuçlanan görevler verebiliyor, adamları da bu görevlere itiraz etmiyorlar hatta seve seve gidiyorlardı. Çünkü Hasan Sabbah onlar için vazgeçilmez ve tartışılmaz bir liderdi. Hasan Sabbah bu şekilde etrafındakiler ile birlikte İran da bulunan Alamut Kalesini zaptetti. Selçuklu devletine karşı suikastçiler yetiştirme merkezi artık Alamut Kalesiydi. Uzun zamanlar boyunca bu Selçuklu devletinde bulunan dini, siyasi ve askeri liderlere suikastlar yapılmış emirleri de bizzat Hasan Sabbah tarafından bu kalede verilmişti. Melikşah döneminde bu hareketi önlemek için sefere çıkılmış, fakat Melikşah ölünce yarım kalmıştır. Melikşah’ın ölmesinden sonra daha fazla şiddetlenen saldırılar gerçekleşmiştir. Ayrıca Selçuklu devletine tabi olan diğer toplumları kışkırtan bir hareket olarak isyanlarda büyük rol oynamışlardır.

Melikşah’ın ölümünün ardından Selçuklu devletinin üzerini adeta kara bulutlar kaplamıştı. İç karışıklıkla ile uğraşan Berkyaruk, birde haçlı seferi ile uğraşmak zorunda kaldı. Devletin bu sorununu kendilerine göre iyi değerlendiren Batı Bizans, Müslümanların Avrupa üzerine ilerlemesini durdurmak ve Saldırılarda ellerinden çıkartmak zorunda kaldıkları Suriye ile Filistin’in geri almak adına birkaç yüz bini bulan bir ordu topladı ve Selçuklu’nun üzerine yürüdü. Berkyaruk, Haçlı ordusu olarak kendilerini adlandıran bu ordu ile başa çıkamayınca, Suriye’nin bir bölümü ve Filistin toprakları tekrar Haçlı ordusunun kontrolüne girmiştir.

Bu durum neticesinde Selçuklunun hakimiyeti altında bulunan birçok yerde isyanlar çıkmıştı. Yerel hükümdarlar artık Selçuklu devletine bağlı olmadıklarını dile getiriyorlardı. Hal böyle olunca Ülkenin nizam ve düzeni bozulmuş, ayrıca bu isyanlar tahtta hak iddia edenlerinde elini güçlendirmişti. Daha önceleri Anadolu’da sefer için görev verilen komutanlar ve idareci olarak görevlendirilen hükümdarlar tek tek isyan bayrağı açtı ve hükmettikleri bölgelerde artık Selçukluya bağlı olmadıklarını yaymaya başladılar. Kafkaslar da Gürcü’ler ve Mısır’da Fatımiler ayaklanırken, Suriye ve Filistin de Haçlı ordusunun hakimiyetine girmişti. Artık Selçuklu sadece İran ve Mavaraünnehir bölgesinde hakimiyet sağlayabiliyordu. Selçuklu devletinin çöküş hükümdarı Berkyaruk’tu. Ölümüne kadar olan dönemde bu isyanlar böyle devam etti. 1104 yılında vefat ettiğinde sadece 25 yaşında olan hükümdar çok sıkıntılı dönemler geçirmiştir.

Berkyaruk vefat ettikten sonra yerine kardeşi Mehmet Tapar geçti. Çöküşün sürdüğü bir devlette lider olan Mehmet Tapar bu gidişata son vermek amacı ile Mısır ve Kafkaslara seferler düzenlemiş ve başarılı olmuştur. Fakat bu başarılar kötü gidişata bir dur dememiştir. Mehmet Tapar 14 yıl devletin başında kaldı fakat Selçuklu devletinin bölünme ve zayıflaması durmadı. 1118 yılında vefat ettiğinde yerine Oğlu Mahmut Geçti.

Mehmet Tapar’ın oğlu Mahmut tahta geçti ancak, Amcası olan Horasan Maliki yani valisi olan Sancar Yeğeni Mahmut’u tahttan indirerek yerine geçti ve tahttan indirdiği yeğeni Mahmut’u kendi himayesi altına aldıktan sonra İran Selçuklularının sultanı ilan etmiştir. Horasan Valisi iken Gurlular, Gazneliler ve Karahanlılar’ı kendisine bağlayan Sultan Sencer, Sultan olduktan sonra da Mevaraünnehir bölgesini güzel bir şekilde yönetmeyi başardı. Ancak bu başarılı yönetim farklı bölgelere ayrılmış ve münferit olarak hareket eden devleti bir araya getirmeyi başaramadı. Karahıtaylılar’ın sınıra kadar ilerlemesi bir savaşın eşiğine geldiğini göstermekteydi. Karahıtaylılar ile girdiği savaşı kaybeden Sultan Sencer, halkına karşı itibarını da kaybetmişti. Bu savaşın ardından Mevaraünnehir Karahıtaylıların hakimiyetine girmiştir.

Karahıtaylılara yenilen Sultan Sencer’in itibar kaybetmesi ile otoritede büyük bir boşluk oluştu. Selçuklu devletine vergi veren Oğuzlar, vergilerin yüksekliğinden şikayet ederek vergi vermemeyi hatta daha büyük hakimiyet sahaları istemesinin ardından Oğuzlar da ayaklandı. Kendi soydaşı olmasına rağmen Selçuklu Hükümdarı Sultan Senceri esir alıp Horasan bölgesine götürdüler. Sultan Sencer bir süre sonra serbest bırakıldı. Fakat kısa süre sonra vefat etti. Bu olay Büyük Selçuklu Devletinin yıkılması anlamına gelmekteydi. 1157 yılında Büyük Selçuklu devleti artık resmen yıkılmıştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu